20 Ekim 2008 Pazartesi

Ünlüler sizin bildiğiniz gibi değil

MTV Avrupa Müzik Ödülleri’nde en mütevazı aday Emre Aydın birinci oldu. Aydın, magazinde görünmenin insana hayran kazandırmadığını söylüyor. İşte Star Gazetesi'nden Emre Aydın röportajı:

İki yıl önce çıkarttığı Afili Yalnızlık’la hızlı bir üne kavuşmuştu Emre Aydın. Genç sanatçı bunun gelip geçici olmadığını, hayranlarının oylarıyla kazandığı MTV Avrupa Müzik Ödülleri Türkiye birinciliğiyle kanıtladı.

MTV Müzik Ödülleri adaylarıyla sonuç kesinleşmeden yapılan röportajlarda en az iddialı konuşan sizdiniz.
Benim fan kulübüm kalabalık ve acayip organize. Biz ekipçe müzik dışında bir şeyle uğraşmadığımız ve basına başka bir şey de yansımadığı için insanlar bunu bilmiyor. Diğer adaylardan daha başarılı veya daha popüler olduğum için değil ama fan kulübümün çok geniş, çok hırslı bir kulüp olduğunu bildiğim için aklımdan geçiyordu. Benim internet sitemin aktif 120 bin üyesi var. Çok server’dan atıldık çünkü kaldıramıyor server. Şimdi; sektörün de değişmek üzere olmasından kaynaklanan bir deyim oluştu, ‘interneti güçlü, interneti zayıf sanatçı’ diye. Benim internetim iyi. Yeri gelmişken fan kulübüme tekrar teşekkür edeyim.

HERKES MAGAZİN SEVMEZ

Siz MTV Müzik Ödülleri’nde her gün gazetelerde resimleri çıkan Hadise ve özellikle Hande Yener’i geçtiniz. Ama sizi basında nadiren görürüz.
İnsanın birinin fanı olması için yaptığı işi sevmesi lazım, kendini ona yakın hissetmesi lazım, yanlış da anlamış olsa, doğru da anlamış olsa, ortak bir şey bulması lazım. Gazetede, televizyonda boy göstermekle konser salonundaki başarının bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Yaptıklarınız birilerine gidiyor zaten. O kadar görünmenin fayda değil zarar verdiğini düşünüyorum. Gerçekten müzik dinleyen, -kendim için demiyorum- bu adam değerli bir adam, buna sataşamazlar, bunu incitemezler diyen kitle gazeteyi açtığında falancanın eşi şununla yakalanmış gibi haberlerle ilgilenmiyor, hatta bunlardan nefret ediyor. Çünkü müzik dinlemek istiyor, müzik yaptığını düşündüğü ve medyada fazla yer almayan az insan var, o da onları kollamak istiyor ve fanı oluyor. Haşmet Babaoğlu’nun bir tespitine denk gelmiştim, ‘Siz Türkiye’nin ünlülerini baştan sonra yanlış biliyorsunuz. Biraz konserlere gidin, kimin ne kadar dinleyicisi var, kim şarkılarına baştan sona eşlik edildiğine şahit oluyor, onu bir görün’ diyordu. Ben de bir zamanlar çok koyu olmasam da birilerinin fanı olmuştum ve hiç de gazetelerde röportajları çıktığı için olmadı, fanı olduktan sonra gazetede röportajlarını aradığımı biliyorum.

İNGİLİZ ARAP’TAN FARKSIZ

Eskiden arabesk dinleyenlerin artık rapçileri ve sizin gibi müzisyenleri dinlediği söyleniyor. Ne dersiniz?
Tabii, benim dinleyicim içerisinde arabesk dinleyen de var, arabesk dinlemeyen de var. Aslında o metal, rock gruplarının, hele metal gruplarının sözlerini tercüme ettiğiniz zaman acayip acılı olduğunu görürsünüz. Bizse arabesk dinlemenin utanılacak bir şey olmadığını bir türlü anlatamadık. ‘Arabesk diyorlar ben bunu dinlemeyeyim’ diye bir şeyimiz var. Bizim müzikte duyduğumuz o komalı sesleri arabesk olarak yorumlamamız da yanlış. O da sadece Arap değil Türk müziğinde olan bir şey, türkülerde var. Benim için böyle bir mesele yok. Ta 6. Cadde zamanında Müslüm Gürses falan çaldık barlarda, zaten Sabuha’yla ortaya çıktık. O zaman hiç kabul edilmiyordu. Benim için arabeskvari demeleriyle İngilizvari demeleri arasında bir fark yok. Çünkü İngilizlerin Araplardan daha iyi olduğunu düşünmüyorum.

Siz arabesk, mesela Orhan Gencebay dinler misiniz?
Devamlı dinlemem ama mesela Orhan Gencebay’ın klasiklerini almıştım. Cover ’layacağımız şarkıları da radyoda dinlediklerimizden seçiyorduk. Çok aktif arebesk dinlemiyorum ama muhtemelen kendi çevremde en çok dinleyen insanımdır.

Üniversiteyi İzmir’de okumuşsunuz. İzmir’in kızları meselesinin gerçekliği nedir? İzmir’de kadınlar biraz daha rahattır ama erkekleri de öyle. Her kesimden insan var ve Türkiye’deki o çok farklılığı huzur içinde yaşayan tek yer İzmir’dir belki de. Ama İzmir’in kızlarıyla ilgili bir şey yok yani. (gülüyor)

Basçınız ve kemancınız kadın. Bu nadir görülen bir durum. Sizce neden?
İkisi de dünya şekeridir. Erkekler yeteri kadar güvenmiyorlar kadınlara. Nedenini bilemiyorum. Uçakta kadın pilot sesi gelse benim arkadaşlarım huzursuz oluyor. Eski basçımız Gözde İsveç’e yerleşti, yerine Feray geldi, Gözde’nin sahne performansının yarısını yapacak bir erkek tanımıyorum ben. Bir kere kadınlar çok çalışkan. Bir müzisyenle çalışmak üzere onu dinleyecekseniz on tane şarkı verirsiniz, onları çalışacak. Erkeklerin yüzde 70’i onlara hazırlanmadan gelir ve çalamaz. Kadınların da yarısı çalamaz ama hepsi hazırlanmıştır. Kemanı çalan arkadaşımız Melis’in inanılmaz bir sahne elektriği vardır. Zaten hepsinin kendi fan kulüpleri oluşmaya başladı zaman içinde.

ŞİİRDEN VAZGEÇMEDİM

Bir klibinizde bir transseksüelle oynamayı düşündüğünüzü ama sonra vazgeçtiğinizi duydum.
Doğrudur. Çekindik sonra. Video çekmek kolay bir şey değil. Hem emek isteyen hem bütçe isteyen bir şey. Yayınlanmaz falan diye çekindik. Bebeğim’e çekecektik. Ben Yalnızım diye bir şarkıya klip çektik. Yakında yayına girecek.

Yeni albümünüz ne zaman çıkacak?
Yeni albüm eğer bir aksilik olmazsa şubatta falan çıkar.

Hala şiir okuyor musunuz?
Okuyorum, İkinci Yeni’den sıkılmadım hala. Oktay Anar okuyorum. Çok methedilmişti, en sonunda gidip aldım bütün kitaplarını, çok başarılı buldum.

BENİM O AFİLİ YALNIZ

Lisede kızlar arasında çok popüler olduğunuz ve aslında şarkılarınızdaki acıları yaşamadığınız söyleniyor.
(Gülüyor) O zamanlar basket takımındaki çocuklar popüler olur, okul grubundaki çocuklar popüler olur. Ben de okul grubundaydım, onunla ilgili bir şey. Yoksa bende bir numara yok. Ama Afili Yalnızlık’ın teması yaşanmış bir şey, diğerlerinin arasında kurgu olan da var. Zaten en gerçek olanın içinde de kurgu oluyor biraz mecburen çünkü şarkı içerisinde sistematiği olan bir şey. Bütün koşullar birleşmişti. Alakasız bir yerde, yalnız başıma kaldım. İzmir’i bilenler için; Buca’da okuyorum, evim Göztepe’de. Arkadaşlarım gelemiyordu, Bütün arkadaşlarım bir yerlere gitti, kimisi okulu bitirdi. O arada ilişkim bitti. Öyle bir dönemdi o. Zaten o yüzden yalnızlık temasını çok rahat işlemiştim.

Hep kalp kıran kadınları anlatıyorsunuz şarkılarınızda. Ama kızlar kalplerinin erkekler tarafından çok kırıldığını söylüyor. Hangisi gerçek?
Kızların kalbi daha çok kırılıyordur. Bu ataerkil bir toplum, çocukluktan itibaren her hareketi kısıtlanan bir güruhun tabii ki kalbi daha kırıktır. Bu kadınlarla ilgili değil de ben belki yüzüne söyleyemediklerimi şarkılar ile iletiyor olabilirim.

Kadınlar bu kadar çok aldatıyor mu erkekleri?
Kadınların aldatması her aşamada daha zor. Erkeğin aldatması işten bile sayılmıyor arkadaş çevresinde. Kadının kendi arkadaşı bile aldatmasını yadırgıyor. Kadının aldatması daha zordur.

Beatles’ın çıktığı Liverpool’un sizin için bir anlamı var mı?
Liverpool’un benim için bir anlamı yok. Ben utanarak söylüyorum, Beatles’ı kaçıranlardanım. Zaman olarak da kaçırdım da, sonradan da dinleyip algılayamadığım bir gruptur. Evet başarılı şarkıları var ama hitap etmedi bana. Doors da öyledir benim için.

Liverpool’da yapmayı planladığınız özel bir şey var mı?
Kendimden çok farklı bir şey yapmayacağım. Zaten bu ülke içinde 10 kişiye de çalsak, bin kişiye de çalsak azami gayret sarf ediyoruz hep beraber. Ama ülke temsili var işin içerisinde, o önemli. Tabii bir şeyler yapacağız ama normalde yapmayacağım şeyleri yapmam.

Rakipleriniz arasında kimler var?
Bayağı önemli sanatçılar var. Nightwish var mesela. Leona Lewis var ama şu anda birinciyiz. Dün dördüncüydük, birinci Nightwish’ti, bugün değişmiş. Çok yeni, bir süre sonra inecek aşağıya. Eurovision usulü oylanıyor. Oy sayısına göre değil. Hem oy sayısı hem oylama önemli. En yüksek puanı alsanız 22 puan alıyorsunuz. Buradan 100 milyon oy atalım önemli değil, dışarıdan gelmesi lazım. Rusya’dan Eurovision birincisi var. Ama biz alırsak çok eğlenirim ya. (gülüyor) (Röportaj: Ayşe Düzkan/STAR)

Tarkan: "Takım elbise ve kısa saç yok"

Tarkan, önceki akşam NTV'de Banu Güven'in canlı yayında sorularını yanıtladı. Artık her sene bir albüm yapmayı plandığını belirten Tarkan, "Metamorfoz albümüm ocakta bir yılını dolduracak. Yeni albüm çalışması şimdiden düşünüyorum ama kısa saç ve takım elbiseden uzak duracağım. O albümde takım elbiseli fotoğraflarım vardı. Takım elbise güzel ama ben uzak dursam daha iyi" diye konuştu.

17 Ekim'de doğan Tarkan, doğum gününden bir gün önce stüdyoya getirilen pastaya çok sevindiğini söyledi.

18 Ekim 2008 Cumartesi

TRT karar aşamasında: Hadise mi Şebnem Ferah mı?

Sabah gazetesinde yeralan habere göre TRT, Eurovision adaylarını ikiye indirdi. TRT yöneticileri sahne şovunu beğendiği Hadise ile müzikal yönünü güçlü bulduğu Şebnem Ferah arasında kararsız..

Rusya'nın başkenti Moskova'da yapılacak 2009 Eurovision Şarkı Yarışması için çalışmalarını yürüten TRT Müzik Dairesi, bu yıl da "sanatçıya sipariş" yöntemini benimsedi. Yapılan toplantılarda adaylar ikiye indirildi. Kesinleşen bu iki aday Şebnem Ferah ve Hadise... TRT yöneticileri konuyla ilgili kısa sürede bu iki isimden biri üzerinde karar vererek, teklifte bulunacak. TRT yöneticileri, Hadise ve Şebnem Ferah'la henüz görüşmedi. Teklif ve görüşme, son karar verildikten sonra yapılacak. Türk rock müziğin güçlü sesi olan ve konser DVD'si en çok satan sanatçı unvanı taşıyan Şebnem Ferah'ın, güçlü müzikal yönü avantajlı bulunuyor. Moskova'daki 54'üncü Eurovision Şarkı Yarışması'nda rock müziğin daha avantajlı olacağı düşünülüyor. Öte yandan, Şebnem Ferah'ın tarzının ağır kaçabileceği endişesi de hâkim...

'HALK JÜRİSİ' ENDİŞESİ Yaptığı ilk albümle adını Türkiye'den önce Avrupa'da duyuran Hadise'nin ise şöhreti ve sahne şovundaki üstünlüğü avantajı olarak görülüyor. Ancak şarkılarıyla uyumlu dans gösterisi ve görsel zenginliği ön plana çıkan Hadise'nin müzikal açıdan zayıf kalabileceği ve bu yıl yeniden başlatılması düşünülen halk jürisi uygulamasında geri kalınabileceği endişesi söz konusu.

Eurovision uzmanları ise TRT'nin tercihini Hadise'den yana kullanacağı yönünde görüş bildiriyor.

Cazcı kimliğiyle Sibel Tüzün

Türkiye'nin en güçlü seslerinden Sibel Tüzün şimdi de caz yorumuyla müzikseverlerin karşısına çıkıyor. Bu yıl 6.sı düzenlenecek olan geleneksel Alanya Jazz Günleri Sibel Tüzün ve Selen Gülün Trio ile start alıyor.

Poptan rocka, opera ve müzikallerden İngilizce şarkılara uzanan eğitimi ve yorumculuk yeteneğiyle geniş bir repertuara sahip olan sanatçı bu kez "Alanya Jazz Günleri"nin açılış gecesinde sahne alıyor. Festivalin açılış konseri için de yine tarzına yakışır sürprizlerle ve muhteşem sahne performansı ile dinleyicilerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Ülkemizin en önemli Jazz piyanisti ve kompozitörlerinden biri olan Selen Gülün ve triosuyla sahne alacak olan Sibel, müziğiyle izleyicilere unutulmaz bir gece yaşatacak.

16 Ekim 2008 Perşembe

Düet kardeşliği

Son birkaç yıldır albüm çıkartan sanatçıların çoğu, albümlerinde mutlaka bir düet şarkıya da yer veriyor. Örneğin son dönemde; Rafet El Roman'la, Almanya'daki bir konseri sırasında tanıştığı Yusuf Güney'in, 'Aşk-ı Virane' adlı şarkıya yaptıkları düet, en çok dinlenen şarkılar arasında yer alıyor. Deniz Seki de, son albümü 'Sahici'de, sevgilisi Hüsnü Şenlendirici ile birlikte söylediği 'Adaletsiz Seçim' adlı şarkı ile müzik listelerinin üst sıralarına doğru tırmanıyor.

Tarkan ön sırada
Geçmişte de birçok ünlü şarkıcı, birlikte şarkı söyleyerek birbirlerinin albümlerine destek vermiş ve bu şarkılar çok sevilmişti. Düetlerde en çok tercih edilen isimlerin başında Tarkan geliyor. Megastar en son, Doğa Derneği için ünlü arabesk sanatçısı Orhan Gencebay'ın bağlaması eşliğinde 'Uyan' adlı şarkıyı seslendirdi. Geçtiğimiz yıl kendi yazdığı 'Çakmak Çakmak' adlı şarkıyı Sibel Can'la birlikte okuyan Tarkan; Müzeyyen Senar, Nazan Öncel ve Kibariye'yle de düet yapmıştı. Düet kardeşliği listesinin ikinci sırasında Serdar Ortaç var. Son albümü 'Nefes'te; Hadise ile 'Düşman', Suat Aydoğan ile 'Sana Değmez', Sultana ile 'Ayrı Gitme' adlı şarkılara düet yapan Ortaç, geçmiş yıllarda Bengü ve Ebru Gündeş'le birlikte şarkı okumuştu.

Aşk söylentisi çıktı
Türk pop müziğinin güçlü seslerinden Sezen Aksu da, yeni nesil şarkıcılara, düet yaparak destek veriyor. Aksu, Teoman'la 'Paramparça', ünlü rapçi Ceza'yla 'Gelsin' gibi şarkılara eşlik etti. Aksu, arabeskin usta ismi Müslüm Gürses'le de, Gürses'in bir albümündeki 'Sebahat Abla' adlı şarkıyı birlikte söylemişti. Yakışıklı şarkıcı Mustafa Sandal da, 2003 yılında çıkardığı maxi single albümünde Yunan şarkıcı Natalia ile yaptığı düetlerle dikkat çekmişti. Hatta ikilinin adı o dönemde aşk dedikodularına karışmış, ancak ikili bu iddiaları yalanlamıştı.

İşte düet kardeşliği yapan sanatçılardan bazıları:
* Yıldız Tilbe&Rober Hatemo: Ummadığın Anda
* Manga&Göksel: Dursun Zaman
* Gripin&Emre Aydın: Sensiz İstanbul'a Düşmanım
* Kutsi&Petek Dinçöz: Doğum Günü
* Şevval Sam&Kazım Koyuncu: Ben Seni Sevdiğimi
* Hüner Coşkuner&Erol Büyükburç: Sevemem
* Çelik&Ebru Gündeş: Sen Yoluna
* Orhan Gencebay&Sibel Can: Hayat Devam Ediyor
* Anna Vasi&Hülya Avşar: Sevdim
* Gökhan Özen&Sibel Can: Kim Usanır
* Funda Arar&Kıraç: Kuşun Kanadında
* Burcu Güneş&Hakan Aysev: Sağanak
* Kargo&Şebnem Ferah: Kalamış Parkı

13 Ekim 2008 Pazartesi

Erol Köse Hande Yener'in son albümünü eleştirdi

Sabah gazetesinden Ayşe Özyılmazel'e konuşan Erol Köse, şirketinden ayrılarak yeni bir şirket arayışına giren Hande Yener'e verdi veriştirdi: "Hande Yener ile dokuz değil altı yıl çalıştık. Zira sözleşmemiz bitmemişti ama biz şirket olarak artık çalışmak istemediğimizi ve son yaptığı albümün asla satmayacağını söyledik. Kendisinin de bazı maddi sorumluluklar üstlenmesi şartıyla fesih protokolü sunduk. Kabulü üzerine de kendisiyle ilişkimizi kesmeyi tercih ettik. Nitekim son albümü de 50 bin civarı basıldı, 40 bin dağıtıldı, 13 bin iade geldi. Yani 27 bin civarı ancak satıldı. Rekor bir fiyasko oldu. Öte yandan 'Hipnoz' klibi birçok kanalda gayri ahlaki bulunup yayınlanmadı. Biz şirket olarak Hande'nin eski tarzının kefiliyiz. Yeni tarzına da son albüme kadar destek verdik. Ama olmadı! Kimse rüya görmesin! Hande artık tiraj ve konser adedi olarak tüm rakiplerinin gerisinde. Önce 'Eller havaya' deyip, sonra aslını inkar edip elektronikçi olunmuyor. Sen hiç Açıkhava'da Hande konseri duydun mu son yıllarda? Ne yazık ki Hande, artık marjinal saç rengi ve hayali nikah tarihiyle haber olabiliyor. Sorarım size, Hande'nin yeni albümünden üç tane şarkı ismi bilen var mı?

AYNA, ATİLLA, MUSTAFA
Maalesef sanatçım hem kendine, hem de şirkete büyük zarar verdi. Onun kitlesi küskün. Erol Köse, Altan Çetin, Alper Narman, Mete Özgencil beyin takımıyla yüz binler satmış, şarkıları marş olmuştu. Ekibine ihanet edip arayışa giren bedelini öder. Sonradan elektronikçi olunmaz. Sözün özü biz Hande'yle ilişkimizi zarar etmemek için noktaladık. Umarım başarılı olur ama herkes biliyor ki bizden sonra hayat zordur, Erol Köse yapımcılığı bir ayrıcalıktır. Ayna, Atilla Taş, Burcu Güneş, Nez, Gülşen, Mustafa Sandal... Kimse kusura bakmasın, hepsi hâlâ benim yapımcılığımdaki şarkılarla sahne alabiliyor, en son albümlerinden ses seda yok. Hande Türkiye'nin en iyi kadın vokaliydi ama rakibi Demet Akalın'ın 10'da biri kadar albüm satıp, 4'te biri kadar işe gidebildi. Benim mesleğim vefasızlık üstüne kurulmuş. Kimler geldi kimler geçti; şarkıcılar yolcu, biz hep hancı. Kim, hangi psikolojik nedenlerle ani değişim derdine girmiştir biliriz... Ama susup uzaktan izleriz, sonra herkes anlar."

"Resimler & Hayaller"le iddialı

Gökhan Özen'in son klibi "Resimler & Hayaller" müzik kanallarında yayınlanmaya başladıktan sonra izleyiciden tam not aldı. İlk kez bir pop-rock şarkıyla hayranlarının karşısına çıkan sanatçı, sözü ve müziği kendine ait olan bu şarkıyı bir önceki albümünde seslendirmiş ancak klip çekememişti. Bize Aşk Lazım adlı son albümünde bu şarkıya bir şans daha veren Gökhan Özen, bu şarkıya Milano'da çektiği video klibiyle büyük ilgi görüyor. Klip yönetmenliğini de kendisi yapan sanatçı albümünden "Öldürür Sevdan" adlı şarkıyı da kliplendirmeyi planlıyor. Tamba Tumba'dan son bir hatırlatma: Gökhan Özen'in adı şu sıralar Eurovision için geçiyor, ancak resmi bir teklif henüz söz konusu değil.

İşte o klip:

Gökhan Özen - Resimler & Hayaller


Tarkan'ın klibi çalıntı mı?

Tarkan'ın 'Dilli Düdük' şarkısına çektiği yeni klibinin Alex Gaudino‘nun 'Destination Calibria' isimli şarkısının klibinin aynısı olduğu iddia ediliyor.

İşte Milliyet'ten Melis Alphan'ın yazısı:

"Önce Alex Gaudino‘nun 'Destination Calibria'sının klibini izleyin, sonra da Tarkan’ın “Dilli Düdük” şarkısına çektiği yeni klibi... Aradaki 'benzerden öte' sahneler şüphesiz dikkatinizi çekecek

Alex Gaudino’nun “Destination Calibria” parçasının klibi ile Tarkan’ın “Dilli Düdük” şarkısına çektiği yeni klibi arasında ‘benzerden öte’ sahneler var. Gaudino’nun klibinde süper mini etekli bandocu bir kız kıvrak kalça hareketleriyle saksafonunu çalar, arada rujunu tazeler, sonra davula geçiş yapar.

“Dilli Düdük”ün klibinde bir de ne görelim: Gaudino’nun bandocu kızları “Dilli Düdük”ün klibinin başından sonuna iki-üç sahnede bir karşımıza çıkıyor. Kamera aynen “Destination Calabria”nın klibindeki gibi kalçalara ve dudaklara zum yapıyor. İzlerseniz daha iyi anlayacaksınız. İki haftada bir popçularımızdan biri ya albüm kapağı ya klibi çalıntı diye gazetelere haber oluyor. Ama insanı sinir eden milleti bu kadar aptal yerine koymaları."

Atiye'den Teoman'la düet!

2 yıl önce hem Türkçe, hem de İngilizce seslendirdiği “Don’t Think” isimli şarkısıyla dikkat çeken Atiye Deniz, İskender Paydaş’ın aranjörlüğünü ve prodüktörlüğünü üstlendiği Türkçe albümünü çıkarmaya hazırlanıyor. Milliyet Cafe'nin haberine göre; Flamanca, Almanca, İngilizce, Fransızca ve Türkçe olmak üzere beş dil bilen 20 yaşındaki Atiye Deniz, albümünde Teoman’la da düet yaptı. Yeni imajında Doğu ve Batı sentezini buluşturan Deniz, Belgrad Ormanları’nda Murat Sargın’ın objektifine poz verdi.

Şarkıcı, Berlin’de dünyaya gelmiş ve henüz 19 yaşında. 2 yıl önce yayınladığı iİlk albümü “Gözyaşlarım” ile dikkatleri üzerine çeken Atiye, "Do not Think" şarkısı ile video sitelerinde 1 milyona yakın izlenme sayısına ulaşmıştı.

12 Ekim 2008 Pazar

Emre Aydın Avrupa’da Türkiye’yi Temsil Edecek!

Avrupa'nın en büyük müzik ödül töreni olarak kabul edilen MTV Avrupa Müzik Ödülleri Töreni’nde ülkemizi temsil edecek olan sanatçı , 11 Ekim gecesi Refresh The Venue’de düzenlenen MTV EMA Parti’de açıklandı. Emre Aydın EN İYİ TÜRK SANATÇI ödülünün sahibi oldu.

Sanatçı ödülünü MTV Türkiye’nin Sahibi Ve Yönetim Kurulu Başkanı Esra Oflaz Güvenkaya’nın elinden aldı. 1994 yılından bu yana düzenlenen ve tüm dünyanın merakla beklediği MTV Avrupa Müzik Ödülleri Töreni’nde bu yıl Türkiye’yi ve Türk müzik piyasasını temsil edecek olan sanatçı, geçen yıl olduğu gibi yine izleyici oyları ile belirlendi.

Her yıl Avrupa'nın bir başka büyük şehrinde düzenlenen bu dev organizasyona MTV Türkiye’nin aday gösterdiği sanatçılar arasından Emre Aydın katılmaya hak kazandı. Sanatçı, 6 Kasım akşamı Liverpool’da düzenlenecek olan gecede, diğer ülke birincileri ile “Avrupa’nın En İyi Sanatçısı” ödülünün sahibi olmak için yarışacak.

Emre Aydın'ın yanısıra Hande Yener, Sagopa Kajmer, Hayko Cepkin, Emre Aydın ve Hadise’nin de canlı performasnları ile izleyenleri coşturduğu bu muhteşem partide, müzik sinema ve basın dünyasının büyük isimleri de boy gösterdi.

8 Ekim 2008 Çarşamba

Almanlar da Tarkan'a hayran

Almanya basınından Hamburger Morgenpost Gazetesi Tarkan'a tam sayfa yer ayırdığı haberinde "Büyüleyici bakışlı süper star" başlığını kullandı. TARKAN, Avrupa turnesinde Almanların da gönüllerini fethetti. Hamburg'daki konser üzerine tam sayfa haber yapan kentin yüksek tirajlı gazetesi Hamburger Morgenpost, ünlü şarkıcıyı, "Büyüleyici bakışlı süperstar“ diye okurlarına tanıttı. Konser salonunu dolduran 5 bin Tarkan hayranı arasında yüzlerce Alman'ın da bulunduğunu yazan gazete, şu ifadeyi kullandı: "Tarkan'ın toplumun her kesminden hayranları var. O müziğiyle, türbanlı, modern, genç, yaşlı herkesi büyülemeyi başarıyor. Sanmayın ki konseri sadece Türkler izledi. Çok sayıda Alman da Türk arkadaşlarıyla konsere gelip Tarkan'a hayranlıklarını gösterdiler."

Sibel'den animasyon klip

Sibel Tüzün uzun bir sessizliğin ardından bomba gibi bir albümle dönmeye hazırlanıyor. Yeni albümünün ilk single'ı olan Aç Telefonu şarkısını geçtiğimiz ay yayınlayan Tüzün, şimdi de bu şarkıya çektiği animasyon klibiyle gündemde. Dijital platformda en çok satılan şarkılardan biri olmasının yanı sıra radyolarda ve plajlarda da yoğun olarak çalınan "Aç Telefonu"nun klibinde Sibel Tüzün hem yorumuyla ile hem de görünümüyle oldukça iddialı. Video klip, ilk haftasında yalnızca MTV ekranlarında boy gösteriyor.

İşte o klip:

Yoncimik geri dönüyor!

7 albüm, 4 single, 2 prodüksiyon albüm ile sanat hayatının 30'uncu müzik sektöründe ise 18'inci yılını kutlayan Yonca Evcimik “Mucize İşler” etiketiyle yine bomba gibi bir albüm ile müzik severlerle buluşmaya hazırlanıyor. Yonca Evcimik yeniden hiç yapılmamışı yapıyor ve bir yıldır çalışmaları süren "Şöhret" adlı albümünde kendi şarkılarının yanı sıra Uğur ( U.R.) ve 6 kızdan oluşan 'Popkorn Grubu'na da yer veriyor. Ünlü sanatçı, "Sanatçı unvanını hak edenin alması gerektiğine inanıyorum. Bu yüzden; bu yetenekli, dans eden, şarkı söyleyen, beste yapan genç arkadaşlarıma bu şansı tanıdım. Onlara güveniyorum" dedi. Dansçılarla sahneyi doldurmaya çalışanların kendileri dans etmedikleri için komik duruma düştüklerini söyleyen Evcimik, "1991'de gerçek şovla Türkiye'yi tanıştırmıştık. 1991-2008 hiçbir gelişme yok. Nasıl olması gerektiğini yeni albümüm ve bu genç yetenekli arkadaşlarımla hatırlatmayı görev sayıyorum" dedi.

'Şöhret' albümünde, Bora Öztoprak, Ülkü Aker, Murat Güneş, Tamer Gürsoy, Onur Betim, Tanju Babacan, As Hasan Yoldaş, Kemal Doğulu, Ayten Alpün Yılmaz, Özgür Aras gibi ünlü isimler Yonca Evcimik'i yalnız bırakmadı. Özellikle albüme adını veren bestesi Bora Öztoprak, sözleri Bora Öztoprak ve Yonca Evcimik'e ait olan "Şöhret" şarkısının Türkiye'deki sanat dünyasının şu anki içler acısı haline bir gönderme olacak. "İbret Öyküsü" olarak yorumlayan Yonca Evcimik, "Bu şarkı ile ayna tutuyorum herkese. Alınan alınsın. Umurum değil. Küfür vardır bu tarzın içinde" diyerek müzik dünyasında yaşanan kirliliğe meydan okuyor.

Firmalara kızgın

Genç şarkıcı Azize, firmalara kızdığı için albüm çıkarmayacak. Albümünü bir türlü çıkaramayan genç şarkıcı Azize, müzik piyasasını protesto ettiğini, bundan böyle asla albüm yapmayacağını söyledi. Şarkılarını internet sitesi www.azize.com.tr'den ücretsiz olarak dağıtan ve tamamını dinleten Azize, şarkıya çektiği klibini de yine internet sitesinden yayınlayacak.

Bizim şarkımızı Ajda okuyacak

Zeynep Tunuslu, 1993'te kaybettiği eşi Uzay Heparı için "Uzay Eternal" adlı bir albüm hazırladığını söyledi. Müge Dağıstanlı ve Gülşen Yüksel'in sunduğu "Orada Neler Oluyor" programına katılan Zeynep Tunuslu, 1993'te trafik kazasında kaybettiği müzisyen eşi Uzay Heparı için "Uzay Eternal" adlı bir albüm hazırladığını söyledi. Sezen Aksu, Nil Karaibrahimgil, Ceza, Teoman, Funda Arar ve Sertab Erener'in olduğu albümde, 14 yaşındaki oğulları Kanat'ın da bestesi olduğunu söyleyen Tunuslu, "Şarkının sözlerini de ben yazdım. 'İstersen Uzanabilirsin' adındaki bu şarkıyı Ajda Pekkan okuyacak" dedi.

6 Ekim 2008 Pazartesi

Gülben'e şimdi de Nazan Öncel şoku!

Kapısına pahalı bir hediyeyle birlikte gitti ama yine de eli boş döndü. Gülben Ergen ile söze yazarı ve besteci Şehrazat arasında yaşanan telif hakkı kavgasıyla yılların dostluğu bir anda bitmişti. Şehrazat "Sana söz yazarak, beste yaparak yeterince kazanamıyorum. Artık konserlerinden de pay almak istiyorum" demişti. Gülben Ergen'in bunu asla kabul etmeyeceğini söylemesiyle arkadaşlıklarının yanı sıra ortaklıkları da bitmiş oldu.

NAZAN’DAN RET

Bugün'ün haberiene göre; Ergen, bu durum üzerine yeni albümü için yeni bir ortak arayışına girdi. Kendisine söz ve beste yapacak bir isim arayan Ergen'in aklına ilk Nazan Öncel geldi. Öncel'in kapısına pahalı bir hediye ile giden Ergen'in istediği olumlu cevabı alamadığı öğrenildi. Öncel, Ergen'e özel şarkılar yapamayacağını, kendisine ait şarkıları okumasından ise mutluluk duyacağını söyleyerek bu kapıyı kapamış oldu. Öncel'in Ergen'e ayrıca iyi söyleyebileceğine inandığı şarkılarını verebileceğini bunun dışında da yardımcı olamayacağını söylediği de gelen bilgiler arasında.

Pop yeni starlar çıkaramıyor

2000 yılından bu yana gençliği sırtlayıp götüren bir pop müzik sanatçısı çıkmadı Türkiye'de. Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Nilüfer hatta Erol Evgin hâlâ sahnede ve sanki eskiler olmasa popüler müzik olmayacak gibi...Sabah Pazar'dan Murat Meriç'in yazısı:

Bit pazarları yakın dönemde yeniden canlandı, nurlandı. Popüler müzik alanında eskiye epey bir rağbet olduğunu söylemek yanlış olmaz. 2000'li yılların başında eski şarkılar ortalığı kaplamıştı ve o zaman bunu, yeni bestecilerin çıkmamasına bağlamıştık. Herkes işin kolayına kaçıyordu: Eskilerden (tercihen Hababam Sınıfı serisinin müsamere sahnelerinde kullanılmış) bir şarkıyı albüme koyup, gerisini ıvır-zıvırla dolduruyorlar ve ne hikmetse kötü icra ve yoruma rağmen satıyorlardı. Henüz internet her yeri kaplamamış, bilgisayar kullanımı gelişmemiş, 'şarkı indirme' denen kavram memlekete girmemişti. Derken MP3 denen şeyle tanıştık ve bunun internette kolaylıkla bulunabildiğine şahit olduk. Bununla birlikte popüler şarkıların albümü sattırma devri sona erdi, iş maharete kaldı. Bu arada eski şarkıları dillerine dolayanlar birbiri ardına yok oldu. En basitinden, bir dönemin 'nostalji kraliçesi' Muazzez Ersoy'un adını artık zikreden var mı? Ya da Atilla Taş'ı hatırlayan?

AJDA VE AYNEN ÖYLE
İş maharete kaldı dedik ya, bu, piyasanın lokomotifliğini eski şarkıcıların üstlendiği manasına geliyor biraz da. Son dönemde çıkan, satan albümlere baktığımızda, yıllardır baştacı ettiğimiz şarkıcılarınkini üst sıralarda görüyoruz. Süperstar Ajda Pekkan'ın Aynen Öyle'si, sanatçının en parlak albümü değilken ve daha çıkalı çok olmamasına rağmen geçtiğimiz yazın albümü oldu. Aynen Öyle, bir önceki albümden iyiydi ama onu eski albümleriyle hatırlayan, dillere dolanmış şarkılarını bilenler için bir teselli mahiyetinde yalnızca. Yoksa, Pekkan diskografisinin vasat albümlerinden. Yine de bu yoklukta parladı ve 1 numaraya oturdu.

SEZEN AKSU, KONSER ŞAMPİYONU
Sezen Aksu'nun yaz başında çıkan Deniz Yıldızı albümüyse fazlasıyla sakindi. Dillere düşen bir şarkının olmaması albümün fenalığından değil, başta da söylediğimiz sakinliğinden, hatta kişiselliğinden. İnsanlar toplu halde şarkıları terennüm etmek yerine bu albümü evde yalnız başlarına dinlemeyi tercih etti. Yine de Sezen Aksu, açık ara bu yılın konser şampiyonu oldu. Verdiği bütün konserler hıncahınç doldu. Albümü çok satan, şarkıları dillere düşen Ajda Pekkan ise konserlerinde önde biriken, 'fan' kitlesi dışında büyük kalabalıklar göremedi. Nükhet Duru ve Nilüfer, bu yıl içerisinde birer single çıkarttı, adlarından böyle söz ettirdi. Eski şarkıları hatırına konserleri ilgi gördü. Yazın sürpriz ismi ise son dakikada çıkarttığı Sahici albümüyle Deniz Seki oldu -ki onun da yeni bir şarkıcı olduğunu söyleyemeyiz. Betül Demir, Bengü, (eski dönemleri hatırlatırcasına Ferdi Tayfur'un Yıldızlar da Kayar şarkısıyla adından söz ettiren) Tan, geçen yazın 'yeni' isimleri ama bunlar popun bir yenileşme içerisinde olduğunu kanıtlayacak güçlü isimler değil. Zaten öyle bir durum da yok ortada. Bas Gaza ile adından söz ettiren İsmail YK, daha ziyade Alamancı'ların desteğiyle kendine büyük bir kitle yarattı ama onu da pop sınırında değerlendirmek abes. Evet, popüler ama anladığımız anlamda pop olup olmadığı şüpheli. Kıraç ve Funda Arar, birbirlerine destek verdiler, popülerliklerini dizilerde seslendirdikleri şarkılarla sağlamlaştırdılar ama onlar da yeni değil. Zeynep Casalini ve Müfide İnselel ise yaptıkları onca başarılı işe rağmen büyük kitlelere ulaşamayan iki iyi isim. Ancak Mirkelam, Göksel, Nil Karaibrahimgil gibi nevi şahsına münhasırlar arasında anabiliriz onları.

HİÇBİRİ YENİ DEĞİL
Hande Yener, '90'lı yılların başında ortalığı kasıp kavuran Yonca Evcimik'in yerini aldı, işi çok daha ileriye götürdü. Artık ayakları yere sağlam basan, ne yapacağı merakla beklenen bir star. Tarkan, Metamorfoz'la beklentileri boşa çıkarttı belki ama hâlâ memleketin en büyük pop şarkıcısı. Kenan Doğulu, Mustafa Sandal ve Serdar Ortaç, onu takip eden isimler. Rafet El Roman'ı da bu yılın en çok satan albümlerinden birine imza attığı için bu isimlerin arasına eklemekte fayda var. Emre Altuğ ve Gökhan Özen ise, bir kuşak geride olmalarına rağmen bu ekibe dahil oldular. Dikkat ederseniz, saydıklarımızın hiçbiri 'yeni' değil. Dolayısıyla gençliği sırtlayıp götüren yeni birilerinin olduğunu söyleyemiyoruz. Nice ümitlerle ve büyük kampanyalarla piyasaya sürülen Murat Boz kof çıktı. Belki Keremcem'den söz edebiliriz ama o bile 'eskiler' arasına girdi.

SEBEP NEDİR?
Peki 'eskiler'in ortalığı canlı tutmasının, yenilere pabuç bırakmamasının nedeni ne? Bunu piyasa koşullarında, yapımcıların olaya bakışında da arayabiliriz elbette ama iğneyi onlara batırırken çuvaldızı kendimize döndürmekte fayda var. İnternetin cep telefonlarından bile ulaşılabilir bir mecra haline gelmesi ve istediğimiz şarkıyı anında bulabiliyor olmamız, biz alıcıları bir tembelliğe sevk etti. Albüm alanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Pek çok albüm sadece CD olarak basılıyor, kaset giderek unutuluyor. İnsanlar önce internet aracılığıyla meşhur oluyor, sonrasında albümünü çıkartıyor ama Evlerinin Önü Boyalı Direk'le adlarından söz ettiren Öykü-Berk ikilisi dışında bu işin kaymağını yiyen de pek yok. Daha da önemli bir sebep, artık çarpıcı şarkı yapılamaması. Çıktığı anda dillere düşen bir şarkı yok. Arada sivrilenler de iki ay içerisinde unutuluyor. Yazın ortaya çıkan, yazlık şarkılar yapan Ayşe Hatun Önal, Demet Akalın, Asuman Krause, Yıldız Kaplan gibi isimler bu söylediklerimizin ispatı. Bu isimlerin yolunu açan Petek Dinçöz ise artık 'eskiler' kategorisinde.

KALANLAR DA OLMASA HALİMİZ HARAP
Yakın zamanda yapımcıların yüzünü güldüren tek albüm ENBE Orkestrası'nın Ferhat Göçer, Ajda Pekkan, Sultana gibi isimlerle takviye ettiği albümü ama onu da sırtlayıp götüren tek bir şarkı (Kalp Kalbe Karşı). Alaturka neredeyse bitti, arabeski hâlâ eskiler sırtlıyor; Kibariye, Müslüm Gürses gibi isimler yorumculuklarıyla, Özcan Deniz, Emrah gibilerse değişimleriyle adından söz ettiriyor. Gülben Ergen, BKM desteğiyle yükseldi. Hülya Avşar ise şarkıcılığı neredeyse tümden bırakarak televizyonculuğa başladı. Geçtiğimiz yılın bütün kulvarlarda en çok satan albümüyse Shantel'in Disko Partizani'si! Bit pazarından söz ettik yazının başında; Odeon'un arşivini açması, eski şirketlerden Yavuz ve Türküola'nın kataloglarında yer alan albümleri birbiri ardına piyasaya sürmesi, Ossi gibi arşive yatırım yapan şirketlerin kurulması piyasanın sıkıntısından. Bir dönem, bütün eskiler birbiri ardına 'best of' çıkarıp, geri dönmeye kalkmışlardı. Kalan kaldı, diğerleriyse çoktan tarihe gömüldü. Bu kalanlar da olmasa halimiz sahiden harap.

KIRIKA, PİNHANI, HEPSİDurum elbette bu kadar vahim değil. Kırıka gibi bizi heyecanlandıran işler, Pinhani gibi memleket müziğinin yüzünü ağartan gruplar ve Yasemin Mori gibi sahiden çok iyi yeniler piyasaya çıkıyor. Ancak bunlar da bir avuç iyi dinleyiciye hitap ettiğinden, pop camiasında anılmaları abes kaçıyor. Yine de önümüzdeki yılların müziğini şekillendirecek isimler bunlar ve onları desteklememiz şart. Bütün bunlardan söz etmişken (farklı bir kulvarda olmasına rağmen) Hepsi grubunu unutmayalım elbette. Mete Özgencil'in bir projesi olarak ortaya çıkan dört şeker kız, çoktan taklitlerini yaratan bir grup haline geldi ve galiba son dönemde çıkmış tek iyi yeni proje bu. Üçüncü albümlerinde '90'ların hitlerini yorumlamayı tercih ettiler ama Birkiüç, MP3, 4 Yüz gibi grupların da önünü açtılar. Memleket popunun yenilenmeye ihtiyacı var mı bilmiyoruz ama dışardan baktığımızda bu arenanın da siyaset arenası gibi eskilerin elinde olduğunu dehşetle fark ediyoruz. Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Nilüfer hatta Erol Evgin hâlâ sahnede, yanlarında yetişen Sertab Erener, Aşkın Nur Yengi, Levent Yüksel gibiler onların yanında, Mirkelam'dan Nil Karaibrahimgil'e uzanan bir ekip de bir adım geriden onları takip ediyor. Neyse ki Yasemin Mori gibi gümbür gümbür gelerek yerlerini şimdiden sağlamlaştıranlar var. Yine de, 2000'li yıllar biterken milenyumdan bu yana çıkmış yeni bir isim olmadığını görüp hayıflanmak mı gerek, yoksa "İyi ki bunlar var," demek mi; bunu zaman gösterecek...

Şarkılarını hayranları belirleyecek

Son yıllarda adı daha çok garip yaşam şekliyle de anılsa Micheal Jackson'ın bu yüzyılın en büyük pop ikonlarından biri olduğu red edilemez bir gerçek. Tam 44 yıldır sahnede olan ünlü sanatçı 29 Ağustos'da 50 yaşına girdi. Jackson'ın 50. yaşı için Türkiye'de azırlanan özel albümün şarkılarını hayranlarının seçeceği açıklandı. SONY BMG ve MTV ortaklığıyla çıkacak olan albüm, KING OF POP THE TURKISH COLLECTION adıyla piyasaya sürülecek. Hayranları tarafından belirlenen en çok 18 şarkının yer alacağı bu albümün çıkış tarihi ise henüz belli değil.

5 Ekim 2008 Pazar

Arşivlik albümler popüler müziğin tahtını sallıyor!

Anadolu'daki kültürlerin müziklerini orijinal seslerinden duyurmak ve eski sanatçıların eserlerini yeni nesillere tanıtmak amacıyla piyasaya sürülen 'arşivlik albümler', büyük ilgi görüyor. Neyzen Tevfik'in 'Hiç'in Azab-ı Mukaddes'i' ve Seyyan Hanım'ın 'Tangolar' adlı albümleri 50 binlik satışlarıyla dikkat çekiyor. Birçok popüler albümün satış grafiğinin bu rakamın altında kalması akıllara, 'Popüler müzik popülaritesini arşivlik albümler karşısında koruyamıyor mu?' sorusunu getiriyor. Bu sorunun cevabını Sabah gazetesine Kalan Müzik'in sahibi Hasan Saltık ve Odeon'un proje koordinatörü Zeynep Göktürk verdi:

HASAN SALTIK
1- Müzik sektörünün daha evvel yapmadığı bir şeyler yapmak, alternatif bir şekilde Anadolu'daki farklı kültürlerin müziklerini orijinal seslerinden duyurmak ve bunları gelecek kuşaklara aktarmak adına bu çalışmalara başladık. İlk zamanlarda bu çalışmaları, popüler işlerden gelen parayla finanse ediyorduk. Ancak sonra bu işler popülerleştikçe, bize maddi sıkıntı yaratmamaya başladı. En azından kendilerini finanse eder hale geldiler. Bu çalışmalar aynı zamanda Kalan Müzik'e ciddi prestij kazandırdı.
2- Diğer firmalara nazaran bizdeki kayıp daha az. Bizim albümlerimizdeki içerik, piyasadaki diğer albümlerden farklı olduğu için insanlar bu albümleri orijinal haliyle almak istiyor. Bizim çalışmalarımıza karşı sahip olma duygusu farklı. Bu açıdan korsandan daha az etkileniyoruz mesela.

NEYZEN TEVFİK ZİRVEDE!
3- Kalan Müzik tarafından, bugüne kadar 550'nin üzerinde albüm yayımlandı. Bunların hepsi bizim kendi prodüksiyonlarımız... Bu albümleri hazırlarken onbinlerce kayıt elimize geçti. Bunlar çeşitli arşivlerde korunuyor. İçlerinde, hala yayınlanmayı bekleyen pek çok değerli kayıt var.
4- Neyzen Tevfik'in 'Hiç'in Azabı Mukaddes'i' ve Seyyan Hanım'ın 'Tangolar' albümleri 50 binlik satış rakamını aşmış durumda, Bu rakamlar, günümüzde bazı popüler sanatçıların bile ulaşamadığı rakamlar.
5- Sanat müziği biraz daha ağırlıklı.
6- Kalan Müzik'in oldukça geniş bir kataloğu olduğu için hem şehirlerde, hem de taşrada ilgi görüyor. Ayrıca, yurtdışında da ilgiyle izleniyoruz.
7- Dünyada da genel durum böyle. Bazı eski kayıtların orijinal haliyle daha çok satmasının yanı sıra; Avrupa ve Amerika'da da tıpkı Türkiye'deki gibi eski şarkıların yeniden düzenlenmiş halleri, yeni albümlerden daha çok satıyor. Bu; müzik piyasasındaki tıkanmanın ve piyasaya yeni ürünler çıkmamasının da bir nedeni.
8- Bu konuda koleksiyoncular var. Özel koleksiyoncuların yanı sıra, devlet kurumları da bunlara sahip. Ayrıca 1960'lı yıllardan itibaren Avrupa'ya gidenlerin, o dönemlerde Türkiye'ye gelirken yanlarında getirdikleri teyplerle kaydettikleri onlarca arşivlik kayıt, bugün için ciddi arşivsel malzeme içeriyor. Biz, bunlardan da çok yararlandık.
9- Şevval Sam'ın 'Karadeniz'i, Fuat Saka'nın 'Lazutlar 2008'i ve 'Elveda Rumeli/Dizi Müzikleri' son dönemde yayımladığımız albümler. Beşiktaş'ın Çarşı grubu taraftarını anlatan 'Asi Ruh' belgeseli de hem DVD, hem de müzik CD'si olarak piyasaya sunuldu.

FAST-FOOD ARTTI
10- Eskiden dar olanaklara ve teknik eksiklikler vardı. Ama bunlara rağmen o dönemlerde yapılan kayıtlar daha içtendi. Çoğu kayıtta daha iyi performans vardı. Hatta şarkılar da daha kaliteliydi. Ne yazık ki günümüzde çoğunun kalıcı özelliği yok. Çoğu; 'fast food' türünde.
11- Müzik sektöründeki cesarete ve iyi prodüktörlerle, iyi müzisyenlere bağlı. Ama genel olarak albüm yapmak artık eskisi kadar kolay değil. Bugün bile, pek çok sanatçı kendi albümlerini kendileri finanse ediyor.
1- İlk yıllarda da şimdi de hedefimiz, elimizdeki birbirinden değerli sanatçılarımızın güzel eserlerinin unutulup gitmesine engel olmak. Bu eserleri yeni nesile tanıtmak ve o günlerin duygularını bugünlere taşımak. Bu hedefimize ulaşmak, bizi çok mutlu ediyor. Her gün değişik yaş grupları, değişik kesimlerden mail'ler alıyoruz. Bazen henüz 14-15 yaşlarında olan arkadaşlarımız bize teşekkür mail'- leri atıyor. Bu; bizi hem çok mutlu ediyor, hem de şaşırtıyor.
2- Diğer albümler bundan ne kadar etkilendiyse, biz de onlar kadar etkilendik.
3- 34 adetlik klasik müzik serimizin dışında, 30'un üzerinde albümümüz var.

NİLÜFER ÇOK SATIYOR
4- Tanju Okan'ın albümleri, 'Bak Bir Varmış Bir Yokmuş' serisi, 'Evvel Zaman İçinde' albümleri ve Nilüfer'in eski albümleri.
5- Türk Sanat Müziği ve Türk Pop Müziği daha çok satıyor.

ZEYNEP GÖKTÜRK
6- Türkiye'nin hemen her yerinden yoğun ilgi var.
7- Günümüzde yapılan albümlerde de çok güzel şarkılar var ama daha önceden bilinen ve aşina olunan şarkılar, daha çabuk benimseniyor.
8- Elimizde bantlar ve plaklar mevcut. Bunlar için de; sağolsunlar arşivci dostlarımız her zaman yardımcı oluyorlar. Bu kayıtlar bugünün teknikleriyle dijital mastering yapılarak temizleniyor ve dinlediğiniz hale getiriliyor. Bizim yaptığımız sadece temizlik. Yani sadece olan çıtırtıları ve benzeri şeyleri temizliyoruz. Bunun dışında bir değişiklik yapılmıyor.
9- En son Perihan Altındağ Sözeri'nin ve Müzeyyen Senar'ın albümleri müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Eylül ayında 'Evvel Zaman İçinde 3' ve Dario Moreno albümleri raflardaki yerlerini alacak. Sonra, Aliye Akkılıç ve Fatma Türkan Yamacı albümü gibi çok önemli sürpriz albümlerimiz olacak.

DUYGULAR ÇOK FARKLI!
10- Her dönem, kendini müziğine yansıtır. Şimdi teknoloji çağındayız ve bu; müziği de etkiliyor. Bu çok doğal, böyle de olmalı. Teknolojiyi yok sayamayız. Her dönemin duyguları başka, bunu pek çok şey etkiliyor. Hayatın geneli aslında. 1960'ların ya da 1930'ların duygularını bugün hissetmeyi beklemek, yanlış olur. Teknik olarak her gün bir öncekinden daha ilerideyiz ama duygu olarak da öyle miyiz? Bu; bambaşka bir konu.
11- Bu konuda eminim müzik adamları çok daha doğru şeyler söyler. Ama bana göre her dönem olduğu gibi yapılan kötülerin yanında, pek çok güzel eser de var. Sonraki yıllarda kötüler elenecek ve iyiler kalacak. Ama bir 'Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım?' ya da 'Makber' bir daha yapılabilir mi bilmiyorum.


Kalan Müzik TRT ile bir anlaşma yaptı. TRT arşivindeki ses ve görüntü kayıtları artık piyasaya sunulabilecek. Nasıl oluştu bu proje?
Hasan Saltık: TRT'nin Genel Müdürü İbrahim Şahin, çalışmalarımızı takip ettiklerini söyledi ve bize teklifte bulundu. Etno müzikologlardan araştırmacılara kadar özel bir ekip kurduk. TRT, daha çok halk müziği ve klasik Türk müziği arşivine hakim. Hiç fotoğrafı bulunmayan ozanların ve Klasik Türk Müziği üstatlarının görüntüleri de var.

Bu çalışmalar ne zaman raflardaki yerini alacak?
H.S.:
Cumhuriyet dönemi Türk marşlarını anlam ve önemine çok uygun olacağı için 29 Ekim'de çıkarmayı düşünüyoruz. Daha sonra da aşıklar, ozanlar ve Klasik Türk Müziği ustalarının eserleri çıkacak. Özellikle Zeki Müren'le ilgili TRT'de çok iyi bir belgesel yapılacak kadar fazla görüntü ve ses kaydı bulunuyor.

Ticari bir amaç yok değil mi bu işin içinde? Aksine, daha çok geçmişe ve eski değerlere saygı var...

Zeynep Göktürk:
Tabii ki birinci öncelik; Türk müzik tarihine ve müzikseverlere hizmet... Amacımız bu değerlere saygı. göstermek. Bu nedenle arşivimizi gün ışığına çıkarıyoruz. Ticari amaç güdüldüğü söylenemez ama arşivimizdeki tüm eserleri çıkarabilmek için bizim de birtakım ticari kaygılarımız var elbette.

Bu kayıtların araştırılması, bulunması, tekrar kaydedilmesi sırasında yaşadığınız nostaljik, duygusal veya komik bir olay var mı?
Z.G.: Pek çok anı var ama hemen aklıma gelenlerden birini anlatayım. Bir keresinde kayıtlarımızda görünen ama kendini bulamadığımız bir plağı her yerde arayıp, tüm arşivcileri ve sahafları araştırıp; sonra duvarda çerçevelenmiş olarak bulmuştuk.

Hadise konserinde hadise çıktı!

Ünlü şarkıcının korumaları ile sahneye çıktığı diskonun korumaları arasında çıkan kavga, karakolda sonuçlandı. Hadise, dün gece saat 02.00 sıralarında konser vermek için Marmaris'in en büyük açıkhava diskosu ‘Areena’ya geldi. Kendisini bekleyen gazetecilere görünmek, sorularına muhatap olmak istemeyen seksi şarkıcı, sahneye çıkmadan önce korumaların oluşturduğu etten duvar arasında kulise girdi. Bu sırada diskonun işletmecisi Kamil Issı da Hadise'yle görüşmek için kulisin önüne geldi. Ancak, şarkıcının korumaları, Kamil Issı'yı kulise almayınca ortalık gerildi. Hadise'nin korumaları ile diskonun bodygardları arasında başlayan sözlü tartışma, kısa süre sonra kavgaya dönüştü. Tekmelerin tokatların havada uçuştuğu, güçlükle yatıştırılabilen kavganın tarafları, birbirlerinden şikayetçi olunca Çarşı Polis Merkezi'ne ifade vermeye gitti.Kameraların önünde gerçekleşen kavganın ardından Hadise, yaklaşık 2 bin kişinin doldurduğu diskonun sahnesine çıktı. Avrupa’dan gelen dansçılarının da eşlik ettiği şarkıcı, yaklaşık bir saat süren konseri biter bitmez, peşinden koşturan gazetecileri atlatarak diskodan ayrıldı.

MTV'de gerisayım başladı!

Avrupa'daki MTV Müzik Ödülleri'nde, Türkiye adına yarışacak ismin belirlenmesi için başlatılan oylamada sona yaklaşıldı. Hande Yener, Sagopa Kajmer, Hadise, Emre Aydın ve Hayko Cepkin arasındaki kıyasıya mücadele 12 Ekim'de noktalanacak. Böylece, 6 Kasım'da kimin sahneye çıkacağı belli olacak. MTV Türkiye'nin resmi sitesinden duyuruları yapılan oylamada Sagopa Kajmer birinci sırada. Ancak Hande Yener de ısrarlı takibine devam ediyor.

Ebru Gündeş konseri iptal

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından bu yıl 4.'sü düzenlenen "Bursa Alışveriş Şenliği"nin kapanışında yapılması planlanan Ebru Gündeş konseri, 15 askerin şehit olması üzerine iptal edildi. BTSO tarafından düzenlenen '4. Bursa Alışveriş Şenliği'nin kapanışında yapılması planlanan Ebru Gündeş konserinin, 15 askerin şehit edilmesi dolayısıyla iptal edildiği açıklandı. BTSO'dan yapılan açıklamada, "Şemdinli'de 15 askerimizin şehit edilmesi dolayısıyla daha önceden planlanan ve yapılacağı duyurulan 4. Bursa Alışveriş Şenliği kapanış konserleri edilmiştir. Söz konusu organizasyonlar daha sonra duyurulacak bir tarihte gerçekleştirilecektir" denildi.