20 Şubat 2008 Çarşamba

Çılgın Aysel'e pembe pelüşlü veda / Vasiyeti neydi?

Akciğer ve omurilik kanseri tedavisi gördüğü hastanede pazar günü hayata veda eden söz yazarı Aysel Gürel'in cenazesi, toprağa verildi. Gürel için Teşvikiye Camisi'nde düzenlenen törende, kızları Müjde Ar, Mehtap Ar ve oğlu Söz Ar ile Müjde Ar'ın eşi Ercan Karakaş, taziyeleri kabul etti. Müjde Ar, tabutun camiye gelişi ve musalla taşına konuluşu sırasında annesinin pembe çiçekler bulunan tabutuna sarılarak, dua edip ağladı. Daha sonra Aysel Gürel'e ait iki gözlük ve pembe pelüş tabutun üzerine bırakıldı.

SANATÇI DOSTLARI NE DEDİ? / YAŞAMINDAN ANEKTODLAR... >>


Törenden önce gazetecilerin sorularını yanıtlayan Mehtap Ar, Aysel
Gürel'in kızı olmaktan duyduğu gururu dile getirerek, "İyi ki Aysel
Gürel'in kızıyım, iyi ki öyle bir annem var, iyi ki beni ve ablamı
doğurdu. Çok şanslı bir aileyiz. Annemle vedalaşırken de 'Anneciğim,
canım, bir tanem. İyi ki bizi doğurdun, annemiz oldun' diye kendisine
bunu söyledim" diye konuştu.

Annesinin, dünyanın en namuslu ve en dürüst insanı olduğunu ifade eden
Ar, annesinin gençleri çok sevdiğini ve onlara, karşılık beklemeksizin
şiirlerini verdiğini kaydetti.

Ar, annesinin aşk ve sevgi dolu bir kadın olduğunu dile getirerek,
"İnsanları çok severdi. Bakın cumartesi, pazar esnafı burada. Her hafta
orada esnafla otururdu. Hep 'Gençlere yardım edin' derdi" diye konuştu.

Mehtap Ar, annesine, hastalığını söylemediklerini belirterek, "Annem,
akciğer ve omurilik kanseriydi. Bilmiyordu. 'Sen üşüttün Aysel'im'
diyorduk. 'Üşüttüm' diyordu. Hasta olduğunu bence biliyordu ama o bize
oynadı, biz ona oynadık. Daha doğru kelime bu" dedi.

Annesi ile bir gün önce vedalaştıklarını belirten Ar, kendisine,
gençlerin önünün açılması, Atatürkçü gençler yetiştirilmesi gerektiğini
söylediğini dile getirdi.

Ar, annesinin reklam filminde çalışmasını istemediklerini belirterek,
"(Madem hasta değilim niçin izin verilmiyor. Çalışıyorum) dedi. Sonra
doğum gününü bekledi. Doğum günü 7 Şubattı. 17 Şubatta saat 04.25'de
vedalaştık. Türkiye'nin başı sağ olsun diyorum" şeklinde konuştu.

-"AYSEL BAŞKA BİR ALEME GİTTİ"-

Aysel Gürel ile ilgili duygularını dile getiren şarkıcı Harun Kolçak da
Aysel Gürel'in aklında yer eden şarkısının "Yıllar" olduğunu
belirterek "(Yıllar yıllar saçıma gümüş teller, elime solan güller)...

İşte Aysel Gürel lafı bu. Başka kimse yazamaz bunu" dedi.

Geride kalanlar için üzüldüğünü ifade eden Kolçak, "Aysel başka bir
aleme gitti. Işıl ışıl bir aleme gitti. Bu dünyadan, bu kirlilikten,
gittikçe kötüye giden bu halden kurtuldu. Ona ne mutlu. Bizler geriye
kaldık, onsuz kaldık" diye konuştu.

Gürel'in Türkiye'deki müzik adına çok doğru ve düzgün işler yaptığını
kaydeden Kolçak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tavizsiz, her zaman güzel şeyler yapan bir kişi daha gitti. Bir Onno
Tunç'ta bu kadar sarsılmıştım. Çok değerli üstatları da kaybettik
ama bir de Aysel beni çok yıktı. Çok özleyeceğiz. Onun neşesini,
kahramanlığını, kendi gibi olmasını, iki yüzlü, riyakar olamamasını,
kimseye taviz vermemesini, kendi gibi olmasını... Kendi doğrularıyla
yaşamasını kaç kişi becerebiliyor? O yüzden Türkiye adına da bir kadın
olarak da çok kahraman bir kadındı. Geçen hafta yatağında gördüğümde her
şeyin farkındaydı, yine de beni güldürmeyi başardı."

-"TÜRKİYE BÖYLE BİR NEŞESİNİ YİTİRDİ"-

Erol Evgin de Gürel'in kendisinin tanıdığı en neşeli, en renkli insan
olduğunu belirterek, "Türkiye böyle bir neşesini yitirdi. Zaten ülkemiz
çok neşeli bir ülke olmaktan çıktı biliyorsunuz. Haber bültenlerini
açtığınız zaman bir tek neşeli habere rastlayamıyorsunuz. Berlin
hayvanat bahçesindeki pandaları gösteriyorlar neşe adına. Oysa bu ülke,
Nasreddin Hocaları yetiştirmiş bir ülkedir. Aysel Gürel bu anlamda çok
farklı, çok değişik ve çok önemli bir insandı. Nurlar içinde olsun.

Eşsiz ve yaşsızdı" şeklinde konuştu.

İbrahim Tatlıses de Gürel'in neşesi ve muhabbetinin bilinen bir şey
olduğunu dile getirerek, "Sevilen, sayılan bir insandı. Her şeye rağmen
esprileriyle kılığı ve kıyafetiyle çok sempatik, şirin bir anneydi.

Allah mekanını cennet etsin" dedi.


-"BENCE OLAĞANÜSTÜ BİR KADINDI"-

Sertab Erener de herkesin, Gürel'in hayatı gibi hayat sürmesi
temennisinde bulundu. Erener şöyle konuştu:
"Bu kadar sağlam, bu kadar hayatla dalga geçen, bu kadar üretken, bu
kadar çılgın ve olağanüstü... Bence olağanüstü bir kadındı ve hep öyle
kalacak aklımızda. Ben onunla olağanüstü şeyler yaşadım. Olağanüstü
işler yaptık. Onun en güzel şarkılarını söylediğime inanıyorum. Onun
şarkılarını söylemeye devam edeceğim. Daima içimde yaşayacak Aysel."
Metin Özülkü de sanata Gürel'le birlikte ve onun sayesinde başladığını
vurgulayarak, "Ne öğrendiysem birçok konuda onun parmağı var. Bu konuda
ve sosyal yaşantıdaki bakışları açısından Türkiye için çok büyük bir
eksiklik oldu. Birçok konuda, her alanda devamlı nasihatlerde bulunan,
bildiklerini etrafındakilerle paylaşmak isteyen bir insandı" dedi.

Cenazeye Garo Mafyan, Suavi, Pakize Suda, Sezen Aksu, Zerrin Özer, Yonca
Evcimik, Nazan Şoray, Orhan Gencebay, Nükhet Duru, Adnan Şenses ve Yavuz
Bingöl gibi sanatçıların yanı sıra Şişli Belediye Başkanı Mustafa
Sarıgül de katıldı.

Gürel'in cenazesi, öğle vakti kılınan namazın ardından Zincirlikuyu
Mezarlığı'na defnedildi.

İşte vasiyeti

Mehtap Ar, Aysel Gürel'in vasiyetini şöyle sundu, “Annemin vasiyeti şuydu, tüm kadınlara söyle; bilsinler ki ben 80 yaşıma kadar çalıştım ve dimdik ayaktayım. Çalışmak ve ayakta kalmak güç ama ben başardım, tüm kadınlar da başarabilir"

Aysel Gürel... Türkoloji mezunu, şair, tiyatro ve sinema sanatçısı, şarkı sözü yazarı... Çok dolu bir hayat hikayesi. Herkes adına yaşanmış yıllar, kağıtlara dökülmüş, çoğu hayat bulmuş, çoğu her hangi bir notada hayat bulamamış 20 bin şiir. Hepsi sığmış 79 yılın içine. Kimisi ucundan dokunur kimisi tam bizi anlatır. Daha yapacakları vardı, hasta yatağında yakınlarıyla paylaştığı. Ne sözleri uçtu ne yazıları, hepsi kaldı ondan hatıra. İşte o hayattan kalan 'komik' hatıralar...

Çöp arabasına otostop yaptı
Aysel Gürel, ilginç açıklamaları, yaptığı sıradışı hareketlerle uzun süre akıllardan silinmeyecek. Bir keresinde Beyoğlu'nda bir gece kulübüne eğlenmeye gidince sabah 5'te evine gitmek üzere dışarı çıktı. Çıkar çıkmaz karşısında çöp kamyonu ve temizlik işçilerini görünce hemen yanlarına gidip, 'Beni evime bırakır mısınız' ricasında bulundu. Taksim'den Nişantaşı istikametine giden işçiler, Aysel Gürel'in bu ricasını kırmayarak onu Teşvikiye'deki evine kadar bıraktı. Taksi yerine evine çöp kamyonuyla gitmenin kendisini çok heyecanlandırdığını söyleyen Gürel, "Sıradan olmak, sıradan şeyleri yapmak tarzım değil" demişti.

Östrojen hormonum fazla
Şu bir gerçek ki, ben henüz menopoza girmedim. Evet, regl olmuyorum, yumurtlamıyorum ama östrojen hormonum aynı şiddette vücudumda var. Böyle olduğu için, ben azgın, hala fıkır fıkır bir kadınım. Bunun için yaşlılık kompleksim yok.

İlk öpücük
18 yaşındaydım. Trabzon'dan İstanbul'a geliyordum. Kamaram vardı tek kişilik. Kapı çalındı, "Buyurun, girin" dedim. Nihat girdi. Birdenbire saldırdı ve dudaklarımı emmeye başladı. Dudaklarım, böyle ateşe, kora değmiş gibi yanıyordu. Kurtuldum ve "Bu ne?" dedim. "Öpüş" dedi.

Şu an sevişiyorum
Evini arayan gazetecilerden bunaldığı bir anda telefon eden kişiye "Şu anda yatakta sevişiyorum iki saat sonra arayın" der.

Otoseksüelim
Cinsel kimliğiyle ilgili sorulara, "otoseksüelim" diye cevap verir.

Ben Türk kadının bilinçaltıyım
'Her kadın en az bir kez, yanında kocası bile yatsa, rüyasında başka bir herifle yatmıştır. Bilinçaltının yarattığı bir durum bu. İlla ki tanıdığın biri olmasına da gerek yok. Hayır ben hiç yaşamadım diyen de yalan söylüyordur"

Nasıl evlendim
Alt kültürün tesiriyle oluşan, bekaret muhafazası diye bir şey vardı. Baskı vardı yani, tahsil hayatım uzun sürdüğü için bekaretimizi muhafaza ettik. Bazı günler, ortaokul arkadaşlarım beni ziyarete gelirdi, ben 22-23 yaşlarındayım. Yanlarında da yetişkin kız, erkek çocuklar... 'Aaa ben bunları hatırlamıyorum bunlar kardeşiniz mi' dediğimde onlar da, 'Ne kardeşi, bunlar bizim çocuğumuz' demeye başladılar. Ben de, 'Galiba üreme için geç kalıyorum' dedim. O sırada ben, Küçük Sahne'de oynuyordum, devamlı röportajlar oluyordu. Resimli mecmualara da kapak olarak çıkıyordum. O aralar fuayemize gazeteciler doluşuyordu. Çok güzeldim, kapak çekiyorlardı. O ara çok yakışıklı bir gazeteciye takıldım, Müjde'ye benziyor ama erkek düşün ki, bıyıklısı. O yıllarda Amerikan sinemasının meşhur aktörü Tyron Power vardı, ona benzeyen. Gece Postası'nda çalışıyordu o zaman, röportaj yapmıştı benimle. Bir gün Babıali'den geçerken gazeteye girdim, 'Vedat bey burada mı' dedim, 'Odasında' dediler ve odasına çıkardılar beni. Oturdum karşısına ve 'Benimle evlenir misin' dedim ona... Dört ay kadar sözlü kaldıktan sonra evlendik ama teklif benden geldi. Ben de artık geç kalmadan, ürünlerimi çıkartayım dedim. Ee yaş 25'lere gelmişti...


Muhsin Ertuğrul onu keşfetti

Akciğer kanseri tanısıyla iki aydır tedavi gören Aysel Gürel, bugün Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek. 1929'da Denizli'de Aysel Gürel'in çocukluğu ve gençliği hakim olan babasının görevi nedeniyle Trabzon'da geçti. Trabzon Atatürk Lisesi'nden mezun olduktan sonra, 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü'ne girdi. 1952'de üniversiteden mezun olan Gürel, aynı yıl Küçük Sahne'de Muhsin Ertuğrul'un keşfiyle tiyatro oyunculuğuna başladı. 25 yıl çeşitli tiyatrolarda oynayan Gürel, aynı zamanda çok sayıda sinema filminde de rol aldı. Çocukluğundan itibaren şiire merak salan Aysel Gürel, yazdığı şiirleri de kitap olarak yayımladı.